Yazımızda Sean Parker’in hayatına, başarılarına değiniyor, onu daha yakından tanımanızı sağlıyoruz. İşte Sean Parker hakkında bilinmesi gerekenler…
Çocukluk döneminde bilgisayara büyük bir ilgisi olan, yedi yaşından itibaren bilgisayar ve programlamaya ilgi duyan Sean Parker’ın babasının onun bilgisayarla çok zaman geçirmesine karşı çıktığı bilinmektedir ve hatta pek çok kez elinden bilgisayarı alıp yasaklamıştır. Ancak Sean buna rağmen ilgisini devam ettirmiş, zaman içerisinde büyük bir girişimci haline gelmiştir.
Okumaya da büyük bir merakı olan Sean Parker buna rağmen kendisini eğitmenin ve geliştirmenin ise okulla olmayacağını düşünüyor idi. Çalışacağı konu ve yöntemleri bu nedenle kendisi seçmekteydi ve çevresi ondan sıklıkla dahi olarak söz etmekteydi. Lise sonda iken yabancı dil dersini geçmekte ise oldukça zorlandığı bilinmekteydi ve bunun nedeninin sürekli programlamayla uğraşması olduğu ortaya çıkacaktı. Okula bir mektup yazan Sean Parker, mektubunda okul yöntemine, yabancı dil dersinden muaf tutulması talebinde bulundu. Talebinin kabul göreceğini düşündüğü unsur ise sürekli olarak okul laboratuvarında kodlama yazmakla vakit geçirmesi idi ve onun bu talebi ilginç bir şekilde kabul edildi. Bunda kendisinin bir dahi olarak görülmesi ve çalışkan olmasının büyük etkisi olduğu düşünülüyor idi.
Zaman içerisinde web tarayıcısı geliştiren Sean Parker, böylece Virginia Eyalet Bilim Fuarı’nda ödül kazandı ve CIA’de çalışmaya başladı. Böylece genç yaşında ayda 80.000 Dolar kadar ücret kazanmaya başladı ve henüz 18 yaşında zengin olmuştu. Napster kurucu ortağı Shawn Fanning ile tanışan ve ardından ona yardımcı olmak için San Francisco‘ya taşınan Sean Parker, böylece 1999 yılında Shawn Fanning ile beraber Napster’ı kurdu.
Dijital ses dosyalarının ücretsiz olarak paylaşılmasına imkan tanımakta olan Napster platformu sayesinde iki ortak müzik endüstrisinde adeta bir devrim yaptılar. Böylece iTunes öncüsü Napster büyük bir şöhrete kavuşmuş oldu. Zaman içerisinde Napster’a bazı sanatçılar ve plak şirketleri tarafından dava açıldı ve bu yüzden Napster kapatılmak zorunda kalındı. Ardından 2002 yılında pLaxo isimli, çevrimiçi adres defteri fonksiyonunu yerine getiren sosyal ağ platformu piyasaya sürülmüştür ve Parker ardından Facebook’un büyüyen bir yıldız olacağına karar vererek Zuckerberg ile görüşmüş ve Facebook bünyesine başkan olarak dahil edilmiştir. Facebook’un potansiyelini tespit eden Parker, bu bağlamda Facebook’a yatırım yapan ilk yatırımcı olarak bilinmektedir. Ancak 2005 yılında yapılan bir uyuşturucu baskını nedeniyle Parker’ın da gözaltına alınmasıyla kendisinden Facebook’tan istifa etmesi istenmiş ve o da bu rica üzerine Facebook’u bırakmak zorunda kalmıştır.
2006 yılında Fonders Found bünyesine dahil olan Parker, burada 8 yıl boyunca 2014 yılına kadar yönetici olarak görev yaptı. 2010 yılında da Spotify platformuna 15 milyon dolar seviyesinde yatırımda bulundu.
Hayırseverliliği
2012 yılında Kanser Araştırma Enstitüsüne 5 milyon dolar hibe yapan Parker, ardından San Francisco’daki Küresel Sağlık Grubu’nda Sıtma Önleme Girişimi için kurulan topluluğa da 4,5 milyon dolarlık bağış yapmıştır. 2015 yılında ise Parker Vakfı’nı oluşturmuş ve bu vakıf ile halk sağılığının desteklenmesi adına çalışmalarda bulunulmaktadır. Parker Kanser İmmünoterapi Enstitüsü’nün kurulması amacıyla, yaklaşık 250 milyon dolar bağışta bulunduğunu duyuran Parker’ın bu bağlamda toplum sağlığı için yüz milyonlarca dolar bağışta bulunmasıyla oldukça yardımsever bir insan olduğu bilinmektedir. Onun yaşamından kesitlere ünlü sosyal medya filmi olan The Social Network’te yer verilmiştir. Filmin vizyona girmesinden sonra kendisine film ile ilgili soru sorulduğunda filmin yönetmenini kutlamış fakat kendisini canlandıran Justin Timberlake’in karakterinin kendi karakteri ile örtüşmediğini bildirerek karakter seçiminin yanlış olduğunu ifade etmiştir.