Yeni içeriğimizde nükleer enerji kullanımının meydana getirebileceği zararlar hakkında bilgiler veriyoruz. İşte detaylar…
Nükleer enerjiyi oluşturmakta olan tepkimeye fisyon denilmekte olup, nötronun ağır bir elementin çekirdeğine çarparak element tarafından yutulması, bununla beraber atomun kararsız hale bürünerek en az iki çekirdeğe parçalanması olayıdır. Nötronların tepkimesinin keşfi Einstein’a dayanmakta olup, fisyon olayı ile üç nötron ortaya çıkar ve nötronlar diğer çekirdekleri parçalar. Bu tepkime x küp oranıyla devam etmekte olup tepkimenin sonucunda büyük bir enerji açığa çıkmış olur .Nükleer reaktörler maddedeki enerjiyi kontrollü bir şekilde ortaya çıkarır. Çıkan nükleer enerji reaktörlerde elektrik enerjisi haline dönüşmektedir.
Nükleer enerji, kömür, doğalgaz yakılması gibi kimyasal olaylara nazaran 1 milyon kat kadar daha fazla enerjiyi ifade etmektedir. Nükleer enerji, çevre kirliliği bakımından kömür gibi unsurlara nazaran daha doğa dostu olup, termik santrallerde karbondioksit, sera gazı gibi zararlı salınımlar söz konusu olurken nükleer enerjide zararlı gaz salınımı bulunmamaktadır. Bacalardan buharlar çıkar ve bunlar zararsız olarak kabul edilir.
Reaktörde kalan yakıtlar uzun yıllar durduğu zaman reaktörün verimini etkiler. Bu nedenle değiştirilmesi gerekir. Atık haline gelen yakıtlar çekirdekte yer alır ve işlev dışı kaldığında da ısı vermektedir. Bu nedenle güvenli tasfiyenin uygulanabilmesi için tasfiyeden önce soğutulması gerekmektedir. Atığın içerisinde yer alan elementler radyoaktif olup zaman içerisinde kaliteleri düşmekte ve başka elementlere dönüşmeye başlamaktadır. Bu hususta en zararlı madde plütonyum olup, plütonyum ancak 24 bin yıl sonra etkisiz hale gelmektedir.
Günümüzde nükleer atıkların yüzyıllarca depolanması gerekmektedir. Atıklar, nükleer atık tankları kullanılarak taşınmaktadır ve tanklar Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun denetlemesi altındadır. Nükleer atık tankları 80.000 derece sıcaklığa dayanabilme, 100 metre yüksekten sert bir zemine düşme halinde dayanabilme gibi önemli yeteneklere sahiptir. Bu bağlamda atık konusunun teknolojik bakımından dezavantajı olmadığı söylenebilir.
Nükleer santrallerle ilgili en çok gündeme gelen konu kuşkusuz ki radyasyon olup, yetişkin bir insan vücudu her saat 20 milyon civarında potasyum atomu parçalayarak radyasyon ortaya çıkarır. Yenen yemekler bile radyoaktif olup her yemekte potasyum bulunmaktadır. Nükleer reaktörlerinde radyasyon yaydığı açıktır ancak bir termik santralin nükleer santrale göre 100 kat daha fazla radyasyon yaydığına dair veriler bulunmaktadır. Nükleer reaktör patlama olasılığı ise çok düşüktür. Daha önce meydana gelen Çernobil faciası ise bir istisna olup, güvenlik önlemlerinin yeterli seviyede alınmaması nedeniyle gerçekleşmiştir. Aynı zamanda deney yapanların soğutma sistemlerini devre dışı bırakmak gibi çok büyük bir hata yapmalarından dolayı meydana gelmiştir.